29 Şubat 2012 Çarşamba
5 Mart 2012 Pazartesi için okumalar
Örnek Ödev
Goncagül Gümüş
10323019
Laden Yurttagüler
GE 203 Sivil toplum, sivil toplum örgütleri ve katılım
Sivil toplum, sivil toplum kuruluşları ve Türkiye Prof. Dr. Fuat Keyman, Sivil toplum ve Demokrasi Konferansları no 4, 2004
Keyman’ın ideal olarak tanımladığı sivil toplum, “insanların tek tek yapamadıkları şeyleri beraber yapması anlamına gelen bir şey; o anlamda bir birlikteliği, gönüllülüğü, dayanışmayı temsil ediyor.”[1] Dertleri, amaçları ekseninde bireylerin yan yana gelişi ile oluşan bu sivil alan, kamusal alan ise varolan iktidar ilişkilerinden (power relationship) bağımsız olmadığı için söz konusu iktidar ilişkilerinin yeniden üretildiği (reproduction) alanlar haline dönüşebilmektedir. Ülkede tekil düzeyde bu tip örgütlenmeler var olsa da, oluşmuş olan sivil toplum kuruluşları tanımlanan sivil toplum özelliğini taşımamaktadır.
Sivil toplum kuruluşlarının, sivil toplumu temsil etme süreçlerinde varolan sıkıntıların değerlendirilmesi, temsiliyet tartışmaları ise bu noktada anlamlıdır. Temsil etme kaygısı ile hareket eden STK’ların ürettikleri, örgütledikleri, çalıştıkları alanlarda temsil edilenin öznelik kapasitesinin örselenmesi, açığa çıkartılmaması halinde temsil edilen “şey”, kurumun kendi iç dünyasını temsil eden bir hal almaktadır. Ülkede tepeden inme yaşanan modernleşme sürecinin anlaşıyışı ile oluşan temsil etme, sorun tanımlama, çözüm üretme süreçlerinde varolan iktidar tavrının, yaklaşımının sivil toplum kuruluşu olarak tanımlanan yapılarda da varolduğunu gözlemlemek mümkün. Esas olarak, hedef grup tanımlaması altında sorun alanlarına göre ayrıştırılan, ayrıştırma sonrası ilgili uzman, “bilen özneler” tarafından geliştirilen programların uygulandığı bir çerçevede yoluna devam eden STK’ların yolu, iktidarının yolu gibi görünmektedir. Akademideki “denek” tanımı, STK’larda hedef gruba, devlette “korunmaya muhtaçlar” vs. gibi tanımlamalarla değişik hallerde kategorize edilsede sorun üç alanda da aynıdır kategorize ederek ötekileştirme ve yütülen tartışmaları ortak zeminlerde yürütmeme, başka bir ifade ile kendi özel, anlamlı, kutsal meclislerini “deneklere, hedef gruplara, korunmaya muhtaçlara” kapalı tutma ve “Sorunu olan” bireylere, gruplara, topluluklara bu meclisleri kapalı tutma hali beraberinde varolan kuruluşların temsiliyet, eşit ilişki kurma süreçlerinin başlayamamasına neden olmakta, en nihayetinde kamunun yürütmesi gereken hizmeti üreten, hak temelli ve toplum temelli olarak tanımlanan örgütlenme, çalışma, program üretme süreçlerine son derece uzak, mesafeli STK’lar ortaya çıkmaktadır. Hak temelli bir vatandaşlık algısının olmadığı, özgürlükler bağlamında ciddi sorunları olan, öznelik kapasitesi olarak tanımlanan hadisenin gün be gün örselendiği ülkede oluşan akademi, STK’da kendi iktidarını temsil etmektedir. Böyle bir temsil beraberinde erken dönem cumhuriyetinin tepeden inme, indirgemeci yaklaşımı ile uyum halinde dans etmektedir. Dansa eşlik etmeyen model olarak tanımlanabilecek STK’ların varlığı ise, var ise ümit vericidir. Bu çerçevede ülkedeki sivil toplum kuruluşları, sivil toplumu başka bir ifade ile kamusal alanı temsil etmekteden son derece uzaktır.
Öte yandan literatürde ve gündelik hayatlarında STK’lar için sürdürülebilirlik önemli bir hadisedir, bu hadisede de STK’lar yerel kaynakları tartışmakdan, açığa çıkartmadan çok üçüncü sektör olma halinin yarattığı kaynaklara yönelmektedir. Bu yönelim sürekli bir fon bulma kaygısı yaratmakta ve mevcut durumda STK’lar hak temelli bir yaklaşımla toplumun farklı kesimlerini katarak yürütülmesi anlamlı olan sosyal içerme, sosyal politika meselelerini tartışmaktan ziyade dış kaynak bulma süreçlerine yoğunlaşmaktadır. Kaynak sağlama olarak tanımlanan bu süreçte kurumların yaşadığı “kapasite” sorunu beraberinde bilen ilgili kişi, kuruluşlarla kurumsal kapasitenin gelişmesinden ziyade örselenmesine hizmet eden ilişki ağlarına, biçimlerine dahil olmaları ile sonuçlanmaktadır. Kaynak sağlanma konusunda edinilen bilgi değerli olması noktasında kutsal bir bilgidir ve paylaşılmasından ziyade onun korunması ve saklanması ilkesine sadık kalınmaktadır.
Gelinen noktada tekil örnekleri bir yana bırakırsak mevcut durumda sivil toplum üçüncü sektör olma tanımı ile yoluna devam etmektedir. Sektör olmanın gereği profesyonel çalışanlarıda olan STK’lar emeğe verilen değer ve onun sömürüsü hadiselerinde de sektör olmanın gereğine uygun olarak hareket etmektedir. Bu bağlamda STK çalışanlarının sendikalar yolu ile örgütlenme süreçleri başlamıştır. Keyman’nın da vurguladığı üzere STK’ların içe dönük yapılarından kurtularak bütünlüklü bir yaklaşımla meseleleri tartışabilecek meclisler oluşturması, söz konusu meclislerin sorunu yaşayan veya dertleri olan gruplara açık olması önemlidir.
Ödev Hakkında
Ödevlerin içeriğinde neler olmalı?
Ge 203 dersi ödevlerinin ana amacı, her hafta verilen okumalarla ilgili öğrencilerin eleştirel sorular hazırlamaları sağlamak ve bu soruları derste paylaşmalarını teşvik etmektir.
Haftalık verilen okuma(lar) tamamlandıktan sonra, okumanın/yazarın ana fikrinin ve önerisinin ne olduğu özetlenir. Amaç yazının özetini vermek değil, öğrencinin sonrasında getireceği öneri, eleştiri ve düşünceleri hakkında bir temel sağlamaktır.
Ardından ilgili okuma hakkında desteklenen ve/ya eleştirilen noktalar sıralanır. Yazıda yer alan önerme(ler) desteklenirken ve/ya eleştirilirken günümüzden (okuma dışı) örneklerle de beslenmesinde yarar vardır.
Örneğin okumada yurttaşlıkla ilgili bir önermeye yer veriliyorsa, günümüzden (öğrencinin ilgisini çeken) bir örneğin, öğrencinin argumanını güçlendirmesi ya da desteklemesi için kullanılması ilgili tartışmayı güçlendirir.
Ödevlerde akılda tutulması gereken bir başka konu, sınıfta yapılacak olan tartışmayı desteklemesi açısından “sorular hazırlayarak” yazıyı beslemektir.
Ödevlerin 3-4 sayfa civarı olması (dolayısıyla detaylı okuma yapılması), times new roman 12 font ve 1,5 space kullanılması beklenmektedir.
Ödevler her hafta dersin bitiminde teslim alınır. Haftası geçen ödevler kabul edilmeyecektir.
20 Şubat 2012 Pazartesi
Ge 203 dersi 2011-2012 bahar dönemi syl
Course | GE 203 Civil Society, NGOs and Participation |
Instructor | Laden Yurttagüler
e-mail: laden@bilgi.edu.tr
tel: 0212 311 5403 Dolapdere
|
Course Syllabus
Week | Topic |
1 13 Feb
|
Introduction to the course
|
2 20 Feb |
Introduction to the general concepts of “Civil Society”:
Defining related concepts
|
3 27 Feb |
Key Concepts of Participation:
Civil Society in Turkey: Searching for “groundbreaking” roots Historical roots – breaking points
|
4 5 March |
Different ways of citizenship: Are you in or are you out? |
5 12 March
| Public Space and Negotiation: Represent the “unrepresented”? |
6 19 March |
Taking part in the decision making and/or policy making processes: An introduction: What is advocacy? Campaigning and Lobbying
|
7 9 April
|
“Empowerment” as a support mechanism
|
8 16 April
|
Monitoring and Reporting: Shadowing the “decision makers” ?
|
9 30 April |
Participating from local to global: Good governance in the local level
|
10 7 May
|
How is it working on the European level? European ways of participation
|
11 14 May
|
International Organizations and Global Movement: From UN to Anti-war movement
|
12 21 May
|
Social Networks, Media and Participation
|
13 Final Day |
Wrap up: Evaluation and Final Discussion
|
ASSESSMENT | % |
Participation | 20 |
Position Papers (10 papers) | 80 |